27 Ocak 2014 Pazartesi

Üç Güzel Şey | Three Nice Things

Geçenlerde rastladığım, birinde kendimin de bulunduğu çoluk çocuk, gönüllülük, özel çocuklar ve ailelerle ilgili 3 şeyi burda da bir kez daha paylaşayım dedim.

|| I want to share with you three nice stuffs that I found on the web and the one which I've participated. More or less, they're releated about children, voluntarism, special children and families.||

1 - 'Gönüllü' nedir? | What is the volunteer?
EVS gönüllüllerinin çalıştığı okullarda çocuklara soruldu, ve işte cevaplar :)
||It has been asked the children who has international volunteers in their school, and here is the answers :) ||

http://vimeo.com/84854655


2- Otizmli bir çocuğa sahip babanın, oğlunun ilginç alışkanlıklarını fotoğraflaması sonucu ortaya çıkanlar,
||Photos from a father who has a boy with autism||

Daha fazlası için;
||More||;
http://www.doba.sk/2013/10/31/milujuci-otec-foti-unikatne-navyky-svojho-autistickeho-syna/




3- "Picture You, Picture Me"

Ve sonuncusu da Down Sendromlu bir kızın annesinden; birbirlerinin fotoğraflarını çekerek oluşturdukları albüm.
||And the last one from a mother who has a daughter with down syndrome; The album has ben created with their photos.||

Daha fazlası için;
||More||;





Two Home | İki Ev







14 Ocak 2014 Salı

Okul Günlükleri - I



Kendin Pişir, Kendin Ye - Poğaça

Türk mutfağını işin içine sokmaya karar verdiğim ilk etkinlik okulda; Poğaça ! Hamuru yoğurup /yada Zuzka'ya yoğurtup :) / çocuklara verdik, peyniri rendeledik önlerine koyduk, dedik ki hadi bakalım.





Vee sonuç.. Ben bile bu kadar iyisini beklemiyordum. Çocuklar çok yemese de öğretmenler sevdi. Çayla birlikte iyi gitti :) Tarifi istediler falan neyse ... Master Chef'liğimin ilk adımları böyle atıldı.


 
Bu arada Arthur'un bu fotoğrafını da eklemeden geçmeyeyim. Bulaşık yıkıyor ve tamamen kendi isteğiyle :)

_______________________________________________________________________________

Noel yaklaşırken okulda her sınıf sanırım istisnasız bu kurabiyelerden pişirdi. Sanırım noele özel şeylerden birisi. Kakaoyla falan hazırlanmış hamuru sınıfa getirip hamur gibi açtırdık. Sonra şekiller, fırına at. Bu işlerin böyle kolay olduğunu zannetmezdim. Ama kolaymış. Sınıfa fırın getirebiliyosanız bence herşey mümkün :)



 





______________________________________________________________________________



Noel demişken noel baba'ya da değinmeden geçemeyeceğim. Okulumuzda bir Din öğretmeni var, kendisi her ne kadar Hrıstiyan da olsa takdir ediyorum onu. İşini doğru yapıyor //bence//. Dini günlerle ilgili yaptıkları falan klasikleşmiş ve sonradan uydurulmuş şeyler gibi görünmüyor pek, orjinal birisi ve sanırım işin özüne uygun hareket etmeye çalışıyor.

Örneğin; Noel arifesinde Aziz Mikolaj (Lehçe ismi o, Santa Claus da dedikleri kişi -ki kendisi zamanında Türkiye'de Demre civarında yaşamış, çok iyi ve yardımseverliğiyle bilinen bir tür papazmış sanırım), neyse Mikolaj bu günlerde insanları sevindirmek için şeker, çikolata gibi hediyeler dağıtırmış. Bizim öğretmen ve okulda bunu organize edip bir noel baba/Mikolaj getirdi. Diğerlerinin facebooklarında gördüğüm kadarıyla hemen hemen hepsine gelen, coco-cola'nın reklam için zamanında uydurduğu ak saçlı, ak sakallı adamla aynı. Bize gelen Mikolaj ise, resimdeki arkadaş, orjinaline daha yakın duruyor, ve kiliseden geliyor direk. Ve aynı şekilde çocuklar için üzerlerinde isimleri yazan küçük paketler hazırlatmışlar, ve dağıttılar.








Hubert'in sanırım glutenle ilgili bir sorunu var, yani herşeyi yiyemiyor çok fazla. Ve onun için de ayrı paket hazırlandı.






Bu da noel programı öncesi tiyatro hazırlıkları. Sanırım İsa'nın doğuşuyla alakalıydı, ama tam emin değilim. Yarı şarkılı, yarı tiyatral birşeydi ve farklı yaş grupları bir aradaydı. Sonuç, mükemmele yakın :)


Ve o programdan bi kısım.
**Bi öğrencinin tek söylediği bir kısım vardı. Müzik öğretmeni alttan alttan yardım ederken şarkı arasında çocuğun ''Dorota sen sus, burası benim sıram'' deyip sonra profesyonelce şarkıya devam etmesi vardı ki tam bir komediydi :D Ama ben çekemedim orayı, sanırım Hubert'in peşinden koşuyodum.


_______________________________________________________________________________


Ve Müzedeyiz. 
Küçük sınıflarla birlikte bi çeşit eski dönem dekorasyonlarıyla alakalı bir müzeye gittik. Arka plandaki şık, süslenmiş kızak..   :o


 Kindergarten Ahalisi

Ve müze gezisinin sonunda, müzede öğrenci grupları için özel olan bir odaya geçtik. Bu odada gezi sonrası genel olarak sanırım küçük atölye tarzı çalışmalar yapılıyor. Biz de müzedeki nesnelerin resimlerini yaparak başlayıp, sonra da küçük heykeller yaptık.



____________________________________________________________________________

Ve bizim gençlerin diğer özel okulla yaptıkları futbol maçı sonrası. Onlara biraz motivasyon biraz da moral amaçlı hazırladığımız kendi dillerimizden 'Diploma' :) Türkçe ve Slovakça







_______________________________________________________________________________


Vee bizim Başyapıtımız, Şaheserimiz !! :)
Okuldaki ilk Gönüllü Gazetesi.

Zuzka'yla kendi çapımızda yaptığımız küçük toplantılar sonucu aldığımız kararla, geçen ay kendi gözümüzden ilk okul gazetesini yayınladık. "Co sie dzieje? // Ne Oluyor?" Hem de Lehçe ! :) Ve ilk baskı okulda büyük yankı uyandırdı. Herkes baskının çoğaltılmasını talep etti.

Bu gurur hepimizin :) Ya da sadece bizim :)

Bu gazetenin baskı hali olduğu için sayfalar karışık halde. Ama genel olarak giriş sayfası ve son sayfa, Zuzka'yla benim kendimize ait birer sayfa, okuldan haberler ve etkinlikler, komiklikler, bir yemek tarifi sayfası (Türk ve Slovak Yemekleri) ve bir de küçük sözlük kısmı bulunuyor.






______________________________________________________________________________


Ve son olarak yine Ewa :))  

Sanırım Ewa'nın maceralarından oluşan bi kitap serisi yada video serisi hazırlamam lazım. Ewa Tırmanışta, Ewa Müzede, Ewa blablaa diye :)) Son seferinde yine tırmanışa gittiğimizde mekanda bir köpek ve topu vardı. Ewa yine tırmanmak yerine onla meşguldü. Ama köpekle oynamaktan çok derdi toptan kurtulmak :)



Deneme -1-


Deneme -2-




Deneme -3-


4 Ocak 2014 Cumartesi

Kasım'dan Aralığa


Kasım'da havalar soğuk demiştim. Aralıkta daha da soğuk. Bu çizelgeye göre Şubat'a doğru buranın buzullara dönmesi lazım. Ama hala kar yok, bişeyler eksik.



Sonunda, 28 Kasım'da bizim eski Polak topçuları izlemeye gidebildim. Henryk Reyman Stadyumu. Tribünler her maçın başında kendi milli marşlarını söylüyorlar. Atkılarla birlikte harika görüntü. Maç farketmiyor.Bu arada Krakow'a 2 takım var. Wisla & Cracovia. 2 zıt takım. Şubat'ta derbi var.

Statta şunu farkettim ki, bi stadın tribünlerinin üstü kapalı olması çok şey farkettiriyor. Özellikle son yollarda bizim Avni Aker'de atmosfer falan yokmuş. Hikaye!. Burda sadece bi kale arkası tribün, 3 davul ve sadece bi tribünle 90 dakika çok daha iyisini yapıyor, kaldı ki bu sadece Polonya liginin bi takımı. Bizse sözde Avrupa Ligi'nde üst tura çıktık.

Kasım sonunda bi gün var. St Andrzejki Day, ya da öyle birşey. Biraz garip bi gün. Bugün arkadaşlarınızla falan bir araya gelip biraz eğlenme amaçlı geleceği görmeye yönelik bazı şeyler yapıyorsun. Birazdan fotoğraflara bakınca sanırım daha anlaşılır olur :) Ama bu etkinlikten önce 'Strim' Reyiz bize Old Town'da bi etkinlik hazırladı. Şehri daha iyi tanıyalım, kaynaşalım diye tüm gönüllüler toplanıp gruplara ayrıldık, görev kağıtları verdiler. Dediler ki bunları yapın! :))



Şehir merkezinde 3 saat deliler gibi yürüdükten sonra etkinlik ofisteki St.Andrzej'in gelecek yorumlarıyla bitti.
Ofise vardığımızda 3 saatlik soğuktan sonra sıcak çay ve kurabiye, sonunda.


 Mumu eritip soğuk suyun üstüne döküyorlar. Sonra oluşan şekle ışık tutup duvardaki yansımasına bakıyorlar. Oluşan şekillere göre kişinin geleceğine dair yorumlar yapıyorlar.



Burda kırmızı kalbin iç tarafına kız isimleri yazılıyor :))))) Sonra erkekler gelip iğneyle bi nokta seçiyorlar, seçtikleri noktada hangi isme denk gelirse o isim gelecekteki eşleri oluyormuşmuş :)) En sevdiğim bu oldu, hemen şansımı denedim, ilk denemede Urszula çıktı, işi şansa bırakmayayım dedim, sonraki Laura çıktı. Bi de sağlam olsun dedim Ada çıktı. Hadi hayırlısı:))



----------------------------------------------------------------------------------------------







Aralık ayını çok sevdim burda. Tatillerle başladı, tatillerle bitiyor.
2 Aralık Evulation Meeting.
5 Aralık Uluslararası Gönüllülük Günü




Gönüllüler Günü için okullardaki öğrencilerden bizlerle ilgili resimler yapmalarını istedik. Bizim okuldan bizle ilgili gelen resimler oldukça çarpıcı ve güzeldi:)) Beni zenci çizenler, sakallarıma vurgu yapanlar .. Harika görüntüler:))




Bir de herkes kendi ülkesine ait birşeyler pişirip gelsin dediler. Biz de Melih'le hemen kolları sıvayıp farkı ortaya koyduk :)) Poğaça mekanda ilk tüketilen şey oldu. Gerçi Viktoria kendi yaptığı şey daha önce bitti diyo ama yalan:P ((Actually Viktoria says that her cook had finished first, but it's a lie:P ))



Bu arada Aralık'la birlikte Noel de artık geldi sayılır. Noel süslemeleri Aralık ayının 5'in başlıyor sanırım. Okullarda etkinlikler, Market Square'da ağaçlar, ışıklar, Chirsmast Market'i.. Şu an herşey harika. Henüz Noel'le ilgili yeterince fotoğrafım yok ama bu hafta içi eklerim.

//EKLEYEMEDİ :D //



Yılbaşı'na büyük beklentilerle giren ben, beklediğimden fazlasını buldum. Ama ne fazlalık. Yılbaşında gece boyunca Market Square'da konser vardı. Polonyanın en ünlüleri(ydiler sanırım) ordaydılar. Ve tabiki meydan tıklım tıklım. İçeri girmek bi dert, çıkmak ayrı bi dert. Ama nolursa olsun, eğlence eğlencedir.

Her ne kadar kimse benim kameramı takmasa da :))




2014'e okuldaki etkinliklerle dolu dolu bir giriş yapmayı planlıyorum blog'da. Hadi Hayırlısı.